Sayın Saziye Keskin Kurt un yazısıdır. Aynen katılıyorum
Kim ne düşünürse düşünsün dünyanın en emektar en yıpratıcı mesleğini yapıyoruz. Meslek diyemeyiz bizimkisi yaşam biçimi. Zira akşam eve gelir gündüz verdiğimiz tedaviyi sorgularız tıbbın %100 olmadığını bile bile hatamızı araştırırız sevdiklerimizin zamanından çalarız. o gün baktığımız hastalarımız iyi olsun da ötesi mühim değil. Bunlar yetmez birde hayatta hiçbirşeyin %100 olmadığı fakat bizden %100 sonuç isteyen hastalarla uğraşırız, bizi defalarca bide onlar sorgular, bide gider şikayetçi olursa o sorgular bu sorgular.... Yıpranır gidersin. Mesleki saygınlığımızın olduğu günler olsun... Kimsenin altından kalkamayacağı bir iş yapıyoruz maddi manevi bir efor sarfediyoruz bunun farkında olalım birbirimizin kıymetini bilelim...
Resim netten alıntıdır.Aslında, nöbet sonrasında bedeni ile ruhu birbirinden ayrışmış, ruhu uyuyan bedeni ise bir an evvel eve ulaşmaya çalışan halde resimlerim vardı ama nereye saklandılarsa bulamadım.
Sevgiyle kalın.........
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder